Tren gelir yan durur
Dumanını savurur
Sandıklı'nın oğlanları
Kaşları çatık durur. Hisar tepeye bakar
Arasından çay akar
Akharım'ın kızları
Yaman bakar can yakar Sandıklı çarşı pazar
İçinden bir kız geçer
Elinde kurşun kalem
Katlime ferman yazar
Sandıklı ardı bayır
Gülü dikenden ayır
Bir şeftali versene
Hem sevaptır, hem hayır. Sandıklı leblebisi
Çay köyden gelir sesi
Ayva gibi sararmış
Mavi ceket mor fesi Ilıcaya varaydım
Kurttan kuştan soraydım
Gençlik gelip geçmeden
Seni bir kez saraydım
Sandıklı'nın çarsısı
Karacaören karşısı
Bülbül söyler gülüne
Gül dalında şarkısı Allar giyer allanır
Ensem dudak ballanır
Yar Hüzayi'den çıkmış
Ayva göbek sallanır Sandıklı yolu düzdür
Yarelerim göz gözdür
Bana talip neylesin
Derdim bir değil yüzdür
Siyah saçı örmezler
Seni bana vermezler
Gel beladan kaçalım
Kızılca'da görmezler Hisarın ardı bostan
Dillere oldum desten
Kör olsun topal olsun
Vazgeçen Sandıklı'dan Sandıklı;
Çeyiz olur Sandıklı
İlçeler içinde tek
En güzeli Sandıklı
Gökte yıldız sayılmaz
İçmiş yarim ayılmaz
Kusura kızlarının
Cilvesine doyulmaz Dağ dayanmaz
Zannetme dağ da yanmaz
Sandıklım hasretine
Ben değil, dağ dayanmaz Entarisi gül gülü
Niçin kapın sürgülü
Benim gönül verdiğim
Sandıklı'nın sümbülü
Konduk çadır kuruldu
Sandıklı'da duruldu
Eller nazlım diyende
Benim boynum vuruldu Bakır tasta üzüm var
Yüreğimde sızım var
Sandıklı Allah'a emanet
İçinde yavuklum var. Dolmuş geliyor dolmuş
Dolmuşun rengi solmuş.
Bak güzel Sandıklı'ya
Ne güzel şehir olmuş.
İstasyon altı haşhaş,
Bağrımın gülü gardaş.
Acep o gün olmamı,
Kavuşsak bacı gardaş. Sandıklı'nın taşları,
Dökülür yaprakları.
Hangi berberde kalmış,
Yarin güzel saçları Karacaören yolunda,
Kirazları dalında.
Almaz isen sen beni,
Çıban bitsin kolunda.
Leblebi koydum tasa,
Doldurdum basa basa.
Sen pek güzelsin ama,
Azıcık boyun kısa. Al bayrak allanıyor,
Kumalar sallanıyor.
Şu zamane kızları
Üç altına aldanıyor. Kumalarda kar bıraktım
Ela gözlü yar bıraktım.
Kızılcada gülüm kaldı,
Bülbülleri zar bıraktım.
Kırmızı nar narlıyor.
Nar dişinde parlıyor.
Sandıklı'nın gençleri,
Yar yar diye ağlıyor. Sandıklı'nın çarşısına,
Gün doğar karşısına.
İnsan meyil mi verir
Kapı bir komşusuna Sandıklı'nın kuyuları,
Çayır çimen kıyıları.
Kızlarını beğendim.
Vermem demiş dayıları.
Kurumuş haşhaşın başı.
Ne bakıyon şaşı şaşı?
Sandıklı'nın gençleri,
Bulunmaz Hint kumaşı. Kepeneği dokudum,
Elif-ba'yı okudum.
Gece girdin düşüme,
Sandıklı'da yokudun. Hisarın ardı bayır,
Gülü dikenden ayır.
Bir tas su versene,
Hem sevaptır, hem hayır.
Ne kanım var ne canım,
Yandı kolum kanadım.
Ölsem de ben ayrılmam,
Bekteş benim vatanım. Sandıklı'dan çay geçer.
Hafta geçer ay geçer.
Zannetme ki derdim yok.
Şu göğsümden vay geçer. Ulu Camii direk ister
Söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur emme
Arkadaşım börek ister.
Hüdai kayaları
Sandıklı mayaları
Gezmeden geliyor
Hessarın karıları Akdağ'ın aklığı
Altındadır otluğu
Bir gelin aldım
Yedi dağın kekliği Akdağ'da çalı çırpı
Toplarım bir ki bir ki
Nerede kalmış bizim
Uzun kuyruklu tilki
Konu: SANDIKLI MANİLERİ 
Çarş. Mart 12, 2008 4:19 pm
